Öncelikle belirtmem ambalaj atıklarına, meyve kabukları, kullanılmış yağlara çöp denildiğinde çok bozuluyorum; ancak konunun daha iyi anlaşılması sesimi çıkarmıyorum. Sensin Çöp!
Sıfır Çöp ile Yaşamak Mümkün mü?
Kendi kendine iddiaya girip bir yılda yalnızca bir kavanoz çöp çıkaran bloggerin hikayesini okumuşsunuzdur. Türkçe bir yayından okuduysanız, altındaki yorumları da:
- Yok artık hiç pirinç de mi almamış mı?
- Sigarayı n'apıyormuş?
- Ped için ne kullanıyormuş?" vs
Kendi kendine iddiaya girmek benden sorulur: bilen bilir, bir yıl boyunca hiçbir şey satın almayacağım, demişliğim var. Yenildim; ama çok güzel yenildim. Dört parça eşya aldım.
Sıfır çöp iddiası güzel; ama Türkiye'de zor görünüyor. İstanbul'da yaşarken ambalajları ne yapacağız? Fişsiz alışveriş yapamıyoruz. Ayrıca her şeyi evde kendim yapamam ki?
Yine de hiçbir şeyi satın almama uğraşı bende birçok şeyi değiştirdi. Örneğin gerekli gereksiz kıyafetler, ev eşyaları, vs alıyormuşum. Hem kendilerinin gereksizliği, hem de alışveriş sırasında aldığım fiş, etiket, vs derken çöp dağına neden oluyorum. Deterjanlar, kremler, ojeler de öyle. Kullanmadığım için kuruyan o kadar çok ojem var ki!
Artık çok az çöpüm çıkıyordu. Bir iddia değildi; ama yine de "sıfır çöp yaşayabilir miyim?" diye düşünmeye başlamıştım. Açıkçası aradan bir süre geçmeden anlatmamaya, yazmamaya çabaladım; çünkü bu gibi radikal kararlar yılbaşı kararları gibi anlık ve alay edilesi kararlar oluyor. Örneğin ofiste 153. kez sigara bırakma dalgaları uçuşuyor. Bizse yeni bir sigara bırakma dalgasını "Hı, hı, tabii" ile karşılıyoruz.
Ancak çöp mevzusunda ayakları yere sağlam bastığını gördüğüm değişiklikleri peyderpey yazmak istedim:
Adım 1: Plastik Poşetten ve Yumurta Viyolünden Kurtul
Öncelikle ilk mücadelem alışveriş poşetleriyleydi. Bir plastik poşetin ham maddesi olan polietilen doğada 1.000 (bin) yılda çözülüyor. 10 yıl önce attığınız poşet hala dün gibi doğada yani. Bunun için çantamda ince bir bez çanta bulunduruyorum ki, eve girerken almam gereken bir şey olduğunda bu bez çantaya atıyorum: mesela ekmek. Hoop, köşedeki fırının maliyetini düşürdüm. Ayrıca haftalık yaptığım pazar alışverişimde daha sağlam pazar çantasıyla çıkıyorum. Bu alışveriş esnasında aldığım meyve ve sebzeleri poşet almadan doğrudan çantaya atıyorum. Nerden baksanız, her hafta 15 plastik poşeti kurtarıyorum.
Ayrıca hep aynı yumurtacıdan yumurta alıyorum ve karton viyolümle gidiyorum. Kurtardım mı viyolleri!
Plastik poşet meselesini daha detaylı anlatmıştım. Bunun yaygınlaştığını görmemek mümkün değil. Pazarda çokça tüketicinin kendi alışveriş çantası olduğunu görüyorum. Pazarcı da alışmış gibi görünüyor.
Çok basit:
Sağlam bir alışveriş çantası
Hafif bir bez çanta
Karton yumurta viyolü
İlk adımınız bunlar olsun. Hadi bu hafta başlayın.
"Ay sadece ben yapınca ne değişecek ki?" sorusuna bayılıyorum. Bakırköy Belediye Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Alican Yücesoy'un bambaşka bir konuda benzer bir soruya verdiği şahane yanıt geliyor aklıma: "Biz ilk yola çıktığımızda 'Burası düzelmez, hiçbir şey olmaz, her zaman başkalarının dediği olur' dediler. Biz de 'Denediniz mi?' diye sorduk. Deneyince her şey oluyor."
Deneyince olduğunu gören Utku,
4 yıl sonra edit:
"Deneyince olur" dedim; oldu. Artık evimde bir çöp kovam yok, yani sıfır çöp ile yaşamak mümkün. Nasıl geçiş yaptığımı http://www.kentteekolojikhayat.com/ blogunda anlatıyorum.
Comments